Coşkun Plak’ın ileriki yıllarda kurucusu olacak Hilmi Coşkun müzik piyasasına 1950’ li yılların ikinci yarısında Kapalı Çarşı Sipahi Cad. No:6 ve Terpuşçular Cad. No:31 (Cihanbeğendi) adreslerinde 78 devirli plak perakende satışıyla adım atmıştır. Hilmi Coşkun, 1963 yılında yapımcılığa da başlayarak Coşkun Plak’ı resmen kurmuş ve amblem olarak da güzel sesinden ötürü kanaryayı seçmiştir.

Hilmi Coşkun’un yapımcılığını üstlendiği ilk ses sanatçısı hem besteci hem de yorumcu olarak tanıdığımız Baki Çallıoğlu’dur. Yıllar sonra Candan Erçetin’in seslendirdiği “Çapkın” adlı eserin Baki Çallıoğlu’nun bir eseri olması Hilmi Coşkun’un o yıllardan geleceğe dönük, kalıcı adımlar attığının ve yapımcılık konusundaki vizyonunun açık göstergesidir.

Coşkun Plak 1966 yılına kadar Kapalıçarşı’daki ofiste devam etmiş, ofisin alanca yetersiz kalması üzerine de yapım ve toptan satış departmanlarını o tarihlerde bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda müzik firmasının yer aldığı Sirkeci Doğubank’a taşımıştır. Perakende satış 1966 yılından sonra da Kapalıçarşı ofisinde devam etmiştir.

Coşkun Plak’ın medar-ı iftiharı Şükran Ay’ın 615 no’lu plağı (Ön yüz: Hani söz vermiştin bana, içmeyecektin. Arka Yüz: Bıçak yarası değil, yürek yarası) çok büyük beğeni görerek satış rekorları kırmış, mevcut plak üreticilerinin o vakit talebi karşılayamaması üzerine Coşkun Plak kendi plak fabrikasını kurma kararı almıştır. Yeni plak fabrikasının yeri olarak İstanbul Gaziosmanpaşa seçilmiştir, fabrika üretime 1968 yılında geçmiştir. Bu tarihten sonra Coşkun Plak perakende müzik piyasasının yanı sıra müzik sanayinde de faaliyet göstermeye başlamıştır. Açılan bu fabrika kapasitesini giderek arttırmış, zamanla Türkiye’nin en büyük plak üretim tesisi haline gelmiş ve birçok müzik firmasına da plak üreticisi olarak hizmet vermiştir.

Sadece bir müzik dalında değil, Türk sanat müziği, Türk halk müziği, Türk Pop müziği (o zamanki adıyla “Aranjman”), gazel, deyiş, maya, uzun hava, bozlak ve arabesk gibi birçok müzik dalında 3000’den fazla ürünü piyasaya çıkarmış olan Coşkun Plak, popüler sanatçıların yanı sıra birçok genç şarkıcı adayına da şans vermiş, önlerini açmış ve Türk müziğine bu sayede sayısız isim kazandırmıştır. Buna en güzel örnek Coşkun Plak ile 200’den fazla plak çıkarmış Şükran Ay’dır. Şükran Ay’ın birçok şarkısı yakın zamanda Muazzez Ersoy tarafından “Nostalji” adı altında piyasaya tekrar sürülmüş ve yüksek tirajlara ulaşmıştır. Bu veriler de göstermiştir ki Coşkun Plak’ın araştırmaları, öngörüleri ve hassasiyetleri sonucu seçtiği eserler Türk müziğine yıllarca belirleyici yön vermiştir. Coşkun Plak’ın çok değerli sanatçılarına bir başka örnek de Suat Sayın’dır. Sayın’ın 828 no’lu plağı “Artık Sevmeyeceğim” de Türkiye müzik piyasasını altüst etmiş, “Son Mektubum” ve “Sevemez Kimse Seni” gibi eseleriyle de satış rekorları kırmıştır.

Coşkun Plak 1971 senesinde bir şahıs firması olmaktan çıkıp Coşkun Plak Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adını almıştır. Halen aynı isimle müzik yayıncılığına devam etmektedir. 1973 yılında merkezi Londra, İngiltere’de bulunan Sahibinin Sesi (His Master’s Voice) şirketinin Türkiye’deki isim haklarını satın almış uluslararası müzik piyasasına giriş yapmıştır. Sahibinin Sesi şirketi birçok ünlü isimle çalışmış, çok geniş bir repertuara sahip köklü bir yapım şirketi olup Zeki Müren (ilk plağı Zeki Bey Sahibinin Sesi şirketi ile yayınlanmıştır), Münir Nurettin Selçuk, Sabitetur Gülerman, Perihan Altındağ, Adnan Pekak, Şükran Özer Doruk, Celal İnce, Mualla Mukadder, Gönül Akkor, Sevim Deran, Taner Şener, Celal Güzelses, Ahmet Sezgin, Nida Tüfekçi, Abdullah Yüce, Berkant, Selçuk Ural, Ertan Anapa, Sehah Okuş gibi birçok değerli sanatçıyı bünyesinde barındırmıştır.

Sayın Zeki Müren’in Sahibinin Sesi şirketi tarafından yayınlanan ilk plağının (Zeki Bey) dışında Coşkun Plak ile yıllarca sürmüş bir birlikteliği olmuştur. Coşkun Plak tarafından yayınlanan “Mücevher” adlı ilk longplay’i ile Türk Sanat Müziği’nin en güzel şarkılarını seslendirmiş ve yüz binleri aşan tirajlara ulaşmıştır. Bu longplay sonrasında yayınlanan “Dost Bildiklerim” adlı 45’liğiyle de büyük beğeni kazanmıştır. Bu eseri Sayın Zeki Müren’in fantezi tarzındaki eserlerinin en güzel ve başarılı olanları arasında gösterilmiştir.

Türk Sanat Müziği’mizin çok değerli seslerinden Müzeyyen Senar Hanımefendi de o eşsiz sesi ve yorumu ile yüzden fazla eserini Coşkun Plak çalışmaları sayesinde hayranlarıyla paylaşmıştır.

Merhum sanatçımız Ayla Dikmen’in de Coşkun Plak ile yapılmış 25’e yakın eseri vardır. Yakın zamanda Issız Adam filmiyle çok büyük popülarite kazanmış olan Ayla Dikmen’in “Anlamazdın” adlı şarkısı 1976 yılında Coşkun Plak tarafından yayınlanan 45’lik plaklardan sadece biridir.

Barış Manço’yu büyük üne kavuşturan “Dağlar Dağlar” ve Belçika’da öğrenciyken Fransızca olarak seslendirdiği “Kızılcıklar Oldu mu?” adlı eserleri de şirketimizin çalışmalarındandır.

Türk Pop Müziği’nin çok değerli Minik Serçesi Sayın Sezen Aksu’nun 1991 yılında seslendirdiği “Gülümse” adlı albümü Coşkun Plak yayınları arasındadır. Bu albüm korsan yayınların zirve yaptığı dönemlerde 3 milyona ulaşan tirajıyla zamanın rekorunu kırmış ve Sezen Aksu’nun en çok satan albümü olma özelliğini korumaktadır.

Bu eserlere ek olarak Coşkun Plak’ın geçmişte beraber çalıştığı bazı sanatçıları ve yayınladığımız eserlerini aşağıda belirtmek istiyoruz.

· Safiye Ayla: Çile Bülbülüm Çile, Yanık Ömer
· Nigar Uluerer: Bir ihtimal daha var, Nikahsız Aşk
· Ayla Algan: Koca Öküz
· İsmet Nedim: Boş Çerçeve
· Arif Sami Toker: Talihin elinde oyuncak oldum (kendi sesinden)
· Mustafa Kandıralı: Oyun Havaları
· Fikret Kızılok
· Edip Akbayram
· Moğollar: Anilarla Moğollar
· Metin Ersoy: Bu gemide ben de olsaydım
· Şenay: Hayat Bayram Olsa
· Yurdaer Doğulu: Enstrümantal Yapıtlar

Geçmişten günümüze çok farklı müzik türleriyle Türkiye müzik mozaiği oluşturmuş, sayısız Türk müziği sanatçısını halkımızla buluşturmuş olan Coşkun Plak, zamanla değişen müzik formatları ile (45’lik, kaset, CD) yarım asra yakın bir süredir çalışmalarına devam etmektedir. Korsan yayıncılık ve internetten download etme gibi sorunlarla boğuşan müzik endüstrisinde, ticari kaygı duymadan, arşiv meraklılarına ve koleksiyonculara hizmet etmek adına eski eserleri günümüz formatına çevirmeye yılmadan devam ediyoruz. Bu çalışmalarımız sırasında sanatçı ve telif ücretlerini kuruşuna kadar ödemeye hassasiyet gösterdiğimiz halde, bazı eser sahiplerinin ve mirasçılarının yersiz memnuniyetsizlikleri sonucu lüzumsuz hukuki süreçler içerisine çekilmekteyiz. Bu olumsuz gelişmelerle huzursuz olsak da çalışmalarımıza müteşekkir kalan birçok sanatçımız ve müziksever sayesinde de mutlu oluyor, kendilerine anlayışları, sanata olan duyarlılıkları ve duruşlarından dolayı bu vesileyle takdir ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.